23 Mayıs 2016 Pazartesi

Baba sofrayı kurarken anne duş alıyor

Sevgili Ozan ve Emre,

 Size okumayı çok sevdiğiniz Çiçek Yayınlarından Evimiz, Okulumuz, Şehrimiz vb. kitap serisi hakkında yazmak istedim. "Anneee, evvvv!" "Anne, okulll!!" diyerek peşimde dolanıyorsunuz ve "al bunu oku" diye tutturuyorsunuz. E, bana da okumak düşüyor tabii okursever fındıklarım.



Bu kitaplarda aslında okuyacak çok bir şey yok, birkaç kilit cümle var. Bol bol da resim. Bana düşen o kilit cümlelerden yola çıkarak, resimlere bakarak sizlere hikayeler anlatmak oluyor. O nedenle de çok seviyorsunuz. Her gün değişik hikayeler dinleme fırsatınız oluyor böylece. Bu serinin en önemli özelliği "kadın"," erkek" rollerinde eşitliğe özen gösterilmiş olması. Öncelikle bu ailenin , "annesi çalışıyor", dahası "babaları sofrayı kurarken, anneleri duş alıyor".

Bu yayınevinin tüm kitaplarını içim rahat bir şekilde alıyorum, ve sizlerde keyifle okuyorsunuz. İleride de anılarınızda yer etsin istedim.


8 Mayıs 2016 Pazar

Anneler günü

Sevgili Emre ve Ozan,

Dün, 8 Mayıs 2016, anneler günüydü. Anneannenizden ayrı 20. anneler günü geçmiş oldu. Sizlerin sayesinde anne olarak geçirdiğim neredeyse 3. anneler günüydü. Tüm bu hayat tecrübelerinden yola çıkarak sizlere bir iki kelime yazmayı borç bildim.

Anneler kutsal değildir. Çocuklarını seven ve insan yetiştiriyor olmanın sorumluğu ile onlara gerekli ilgiyi gösteren anneler kutsaldır. Anneler günü de anneye hediye almanın günü değil, onu ve yaptıklarını hatırlamının ve anmanın günüdür. Yitirilen anneleri anmamanın ve hatta anneler gününü mahsun geçirmenin doğru olmadığını düşünüyorum ben. Yeni değil, tam 20 yıldır. Annelerin ölümü aslında hiç gerçekleşmiyor gibi geliyor bana. Çünkü insanın annesi bedenen olamasa da ruhen ve fikren hep yanındadır.

Ben de her anneler günü olduğu gibi annemi andım dün. Hem de hiç üzülmeden ve acılar trenine binmeden. Bu dünyadan geçen ve geçerken de arkasında izler bırakan her canlı gibi benim annem de ardında sayısız güzellikler bıraktı. Ve bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek hayatlarını güzelleştirdi akrabalarının, dostlarının, komşularının ve öğrencilerinin.

Geçtiğimiz günlerde teyzeniz çocukken tuttuğu hatıra defterini gözden geçirmiş ve anneannenizin yazdığı yazıyı benimle paylaştı. Aslında bu yazıyı çok iyi hatırlıyordum. Bir çok kereler okumuştum. Dün bir kere daha okudum.  Fark ettim ki, sizler için dileyeceğim şeyleri anneanneniz ablam ve benim için yıllar öncesinden dile getirmiş zaten. O nedenle ben de hem anneannenizi anmak hem de sizlere bir anneler gününden seslenmek için yazının en can alıcı kısmını paylaşıyorum.

Yıllar öncesinden anneanneniz teyzenizle bana seslenmiyor sadece, bugünlerden yarınlara ben sizlere sesleniyorum:

"Benim güzel evlatlarım,

Sizleri her anne gibi canımdan çok seviyorum. Sizler benim hayatımın çiçeklerisiniz. Bütün arzum sizleri sağlıklı ve mutlu görmek. Seven ve sevilen insanlar olarak görmek. Tatlı yarvrularım, tüm insanları sevin, sevin ki; mutlu olun. Çalışın, çok çalışın. Başarının anahtarı çalışmaktır. İki kardeş hayatta daima birbirinize destek olun. Birbirinizi sevin, sayın.  Her anının tadını çıkararak doya doya yaşayın. "