6 Eylül 2017 Çarşamba

Sinema Macerası

Sevgili Ozan ve Emre,

Bir önceki yazıda ilk yurtdışı deneyiminizi paylaştım. Madem ilklerden yazmaya başladık, ilk sinema maceranız hakkında bir yazı yazmanın zamanı geldi de geçiyor demektir.

Bu bahar bir pazar sabahı babanızla sizlere daha önce hiç yapmadığımız bir etikinlik içine girme kararı verdik. Neler yapmamıştık biz birlikte? İkimizinde aklına ilk gelen sinemaya gitmek oldu. Sizinle hiç sinemaya gitmemiştik. Bu geç kalmışlık aslında bilinçli bir kararın sonucuydu. Hem siz küçüktünüz, hem o kadar yüksek ses zararlı olur inancım vardı. Bir de çok uzun süreli sinema ya da televizyon izlemenizi istemiyorduk. Bizim evimizde televizyon sürekli açık olan bir alet değil, ailenin bir karakteri değil yani. Bu oluşturduğumuz bilinçli televizyon izleme alışkanlığına zarar gelsin istemiyorduk. Artık zamanıydı ama. Siz de hazırdınız,  biz de.

Varolan flmler içinde sizin yaşınıza uygun olan tek film Maşa ile Koca Ayı'ydı. Sinemaya gidildi, biletler alındı. Ve işte ailemiz pür dikkat Maşa'yı beklemeye başladı. O kadar beğendiniz ki filmi. İnteraktif olması sizi çok etkiledi. Hatta filmin sonunda çalan Barış Manço şarkısı ile diğer çocuklar gibi sizler de ayağa kalkıp dans ettiniz. Bir daha ki sinema maceranızda da şansınıza filmin sonunda izleyicileri dansa davet edecekler mi bilemiyorum ama siz çok sinema daveti alın uğurböceklerim.

5 Eylül 2017 Salı

Yaz tatili 2017

Sevgili Emre ve Ozan,

Bu yaz "çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?" sorunsalını tecrübe etmeniz düşüncesiyle sizi bol gezdirdik. Zaten çok okuyorduk, bu yaz da çok gezdirelim diye düşündük. Bu arada bendeniz de leylek sürüsünü havada gördüm, önümüzdeki seneden pek ümitliyim,  buradan da paylaşayım.

Temmuz ayı gelince sizler için "havuzlu ev" bizler için "halanızın evi" olan Fethiye'ye gittik. Kah marul ektiniz, kah çiçek suladınız, bol bol da yüzdünüz. Neşeniz kahkanız bol oldu. Babanız ile ben iki günlük Rodos kaçamağı yaptık, sizleri Fethiye'de emin ellere bırakıp.

Ağustos ayı kurban bayramı tatili efsanevi bir şekilde 10 gün olunca babanızın vizesi Cuma günü çıktı ve biz kendimizi Pazar günü valiz haırlarken bulduk. İstikamet Yunanistan. Toula Teyzenin evini kiraladık ve Evros yöresini arşınladık. Makri, Dikella, Alexandrapoli... İlk kez yurtdışı deneyiminizi yaşadınız. Kayıtlara geçsin. Aile albümümüze nice güzel fotolar, anılarımızda da nice güzel anlar eklendi.

Ozan "Toula bana "Gilin gilin" dedi" diye ısrar etse de teyzecik çat pat Türkçesi ile "gelin gelin" diyordu. Bu arada ilk English as a Lingua Franca ya da English as an International Language deneyiminiz de Toula ile yaşanmış oldu. Her ikinizde kendisine "My name is Ozan, My name is Emre" dediniz. Çok şükür, yabancı dil alanında da milli oldunuz artık.


Gittiğimiz her yere Spiderman, Flash ve Batman'de bizimle geldi. Bütün yaz bu kahramanlarla dolu geçti, bakalım seneye kimler olacak yanımızda?

Büyüdünüz be sevgili uğur böceklerim, sizlerle paylaşılanlar da büyüyor, ailemiz de artık maceralara atılma cesareti buluyor kendisinde. Bir daha ki tatile daha da eğlenelim, daha da uzaklara gidelim, olur mu?

Yıllar yılları kovalayacak ve de bir bakacağız "aileli" tatiller out, "arkadaşlı maceralar"  in. Varsın öyle olsun su kuşlarım, sizler hep anısı bol, dinlenmesi bol, öğrenmesi bol tatiller geçirin de...