Bir önceki yazıda ilk yurtdışı deneyiminizi paylaştım. Madem ilklerden yazmaya başladık, ilk sinema maceranız hakkında bir yazı yazmanın zamanı geldi de geçiyor demektir.
Bu bahar bir pazar sabahı babanızla sizlere daha önce hiç yapmadığımız bir etikinlik içine girme kararı verdik. Neler yapmamıştık biz birlikte? İkimizinde aklına ilk gelen sinemaya gitmek oldu. Sizinle hiç sinemaya gitmemiştik. Bu geç kalmışlık aslında bilinçli bir kararın sonucuydu. Hem siz küçüktünüz, hem o kadar yüksek ses zararlı olur inancım vardı. Bir de çok uzun süreli sinema ya da televizyon izlemenizi istemiyorduk. Bizim evimizde televizyon sürekli açık olan bir alet değil, ailenin bir karakteri değil yani. Bu oluşturduğumuz bilinçli televizyon izleme alışkanlığına zarar gelsin istemiyorduk. Artık zamanıydı ama. Siz de hazırdınız, biz de.
Varolan flmler içinde sizin yaşınıza uygun olan tek film Maşa ile Koca Ayı'ydı. Sinemaya gidildi, biletler alındı. Ve işte ailemiz pür dikkat Maşa'yı beklemeye başladı. O kadar beğendiniz ki filmi. İnteraktif olması sizi çok etkiledi. Hatta filmin sonunda çalan Barış Manço şarkısı ile diğer çocuklar gibi sizler de ayağa kalkıp dans ettiniz. Bir daha ki sinema maceranızda da şansınıza filmin sonunda izleyicileri dansa davet edecekler mi bilemiyorum ama siz çok sinema daveti alın uğurböceklerim.